26 Eylül 2012 Çarşamba

Android Uygulamalar ve QR Code

 Son zamanlarda giderek yaygınlaşan android cep telefonları ve tabletler eğitim sistemine dahil olduğundan bu yana bir çok kitap, soru bankası, deneme sınavları ve yaprak testler soruların çözümlerini "QR code" denilen ve kare kod olarak türkçe karşılık bulan görsel elektronik linkler (bağlantılar) ile öğrencilerin online olarak çözümü izlemesini sağlamaktadır. Yeni eğitim sisteminin öngöreceği bu sistemden geri kalmamak adına küçük uygulamalar ve denemeler ile kendi yaprak testlerime QR Code uygulama çalışmalarıma başlamış bulunmaktayım. ilk olarak basit QR Code kullanım örnekleri yayınlayarak işe başlıyoruz daha sonra videolu ders ve çözüm örneklerimi de bu yazım altında paylaşmayı  düşünüyorum.  

Aşağıdaki uygulamayı android cihazınıza indirmek için barkod okuyucunuzu ekrandaki görsele tam olarak
yaklaştırınız...

QR Code olayını anlayamadım ya da benim Android işletim sistemli bir cihazım yok ve uygulamayı direk olarak bilgisayarıma indirmek istiyorum diyorsanız Aşağıdaki bağlantıdan uygulamayı bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

Funny_Notepad_2.6.apk

9 Eylül 2012 Pazar

2012-2013 MEB Ders Kitapları


YENİ DÖNEM M.E.B. İLKÖĞRETİM MATEMATİK DERS KİTAPLARI

Matematik 1 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (1.Kitap)
MEB
Matematik 1 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (2.Kitap)
MEB
Matematik 2 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (1.Kitap)
MEB
Matematik 2 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (2.Kitap)
MEB
Matematik 3 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (1.Kitap)
MEB
Matematik 3 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (2.Kitap)
MEB
Matematik 4 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (1.Kitap)
MEB
Matematik 4 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (2.Kitap)
MEB
Matematik 5 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (1.Kitap)
MEB
Matematik 5 Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (2.Kitap)
MEB
Matematik 6 Ders Kitabı
MEB
Matematik 6 Öğrenci Çalışma Kitabı
MEB
Matematik 7 Ders Kitabı
MEB
Matematik 7 Öğrenci Çalışma Kitabı
MEB
Matematik 8 Ders Kitabı
MEB
Matematik 8 Öğrenci Çalışma Kitabı
MEB

YENİ DÖNEM M.E.B. ORTAÖĞRETİM MATEMATİK DERS KİTAPLARI

Matematik Ve Meslek Matematiği 1 (Meslekî Eğt. Merkezleri İçin)
MEB
Matematik Ve Meslek Matematiği 2 (Meslekî Eğt. Merkezleri İçin)
MEB
Matematik 9
Matematik-10
Matematik-11
Matematik-12

YENİ DÖNEM M.E.B. ORTAÖĞRETİM GEOMETRİ DERS KİTAPLARI

Geometri 9
Geometri-10
Geometri-11
Geometri-12
KARTOPU YAY.

 Basımı ve Hazırlanmasında Emeği geçen Eğitimci Arkadaşlarıma Teşekkürler ...

10 Haziran 2012 Pazar

Yüksek Lisans Tezim Ulusal Tez merkezinde

Bir yıl aradan sonra sonunda YÖK (Yüksek öğretim kurumu) Yüksek Lisans tezimi onaylayıp veri tabanına ekledi, üzerinden 11 ay gibi bir zaman diliminin geçmesi beni hiç şarşırtmasa da insanın bir yerlerde kendi emeği ile ortaya koyduğu bir yazılı dokümanının olması güzel bir duygu ... akademik alanda bu konuda çalışan arkadaşlara küçük bir katkı olması dileğimle yararlanmak isteyenler  http://tez2.yok.gov.tr/  adresinden tez veritabanına üye olduktan sonra "Mustafa Bardak" adıma sorgu ya da "Düzgün ağlar üzerinde bir sınır değer probleminin ε-yakınsaklığı " başlığı ile arama yaparak tezin orjinal pdf kaynağına ulaşabilirler.

Özet
Bu tezde tekil noktada pertürbe edilmiş iki nokta sınır değer problemi için düzgün
bir ağ üzerinde bir tam çözüm olan ε − düzgün yakınsak sonlu farklar metodu öne
sürülür. Ilk olarak yerel bir sınır değer problemi ile sorunun tekil pertürbasyon
doğasını yansıtan uygun bir operatör yöntemi ile başlanır. Ancak yerel sınır
değer problemini gerçekten çözmek yerine yerel bir Shishkin örüntüsü ile geri
fark yöntemi kullanılır. Böylelikle tamamen yerel düğüm noktalarının nerelerde
olduğu bilinmeden ve tam olarak herhangi bir diferansiyel denklemi sonlu farklar
metodu yardımıyla çözmeden, ε − düzgün bir yöntem geliştirmenin mümkün olduğu
gösterilir.
Doğada bir nehrin kıyısından yayılmakta olan bir atıklı kirli su birikintisini ya da bir
bardak saf suyun içerisine bırakılan bir mürekkep damlasını düşünün her iki durumda
da kirli suyun ve bir damla mürekkebin içerisinde bulundukları ortama yayıldıkları
gözlemlenir. Temiz suyun birden bire mi yada nasıl bir şekilde bulanmaya
başlayacağını hiç düşündünüz mü? Doğada bu tür problemlerin incelenmesi
demek, matematiksel olarak konveksiyonun yanı sıra difüzyonun da gerçekleşmesini
gerektirir. Gösterilmiş olan bu problem ile taşınım ve difüzyon hızının ε hassas bir
sabit ile düzgün bir şekilde nasıl gerçekleştiğine bir kanıt teşkil edilmiştir.

8 Haziran 2012 Cuma

YGS-LYS Geometri, Dörtgenler soru tarzı



|EF|'i hipotenüs kabul eden dik üçgeni oluşturuyoruz, tabanları oranlayıp dik kenarları elde edip pisagor uyguluyoruz.

13 Mayıs 2012 Pazar

2012 ALES İlkbahar Dönemi Sınav Soruları ve Cevapları

2012 ALES İlkbahar Dönemi Sınav Soruları ve Cevapları

Bugün gerçekleştirilen 2012 ALES İlkbahar Döneminde sorulan soruların genel dağılımı ve Mantık sorularını çözüm ve analizleri önümüzdeki hafta kitapçıkların yayınlanması ile bu sayfada duyurulacaktır. Sınava giren adayların genel görüşlerine göre sorular süre açısından tutarsız ve oyalayıcı olmasının yanında sözel soruların bir kaçında yoruma açık cevapların olduğu söyleniyor. adaylar matematik sorularından çok sözel paragraflar ve sayısal bölümlerin mantık sorularında oyalandıklarını söylüyorlar... umarız beklentilerin üzerinde güzel sonuçlar gelir. Sınava giren tüm adaylara bol şanslar...

30 Nisan 2012 Pazartesi

Mbardak Android Uygulaması v.1.0



Daha hızlı erişim ve takip için Android uygulamasını indirin, websitesini Android Cep telefonunuzdan ve ya Ipad'inizden takip edin... Bu uygulama websitemin ilk android güncellemesidir.Matematik ders içerikleri ve test arşivi ile daha farklı uygulamlarla ilerleyen günlerde versiyon yükseltmelerim olacaktır..

Mbardak Android Uygulamasını İndirmek için tıklayın

Alternatif Link MbardakAndro.Apk indir


QR Code Tarayarak İndirin.


7 Nisan 2012 Cumartesi

Matematik Nasıl Gelişmiştir ...


İki macar soylusu matematik yarışması yapmaya karar verirler. Yarışma kurallarına göre taraflar sırasıyla birer sayı söyleyecekler ve en yüksek sayıyı söyleyen yarışmayı kazanmış sayılacaktır. "Peki" der soylulardan biri "sen başla" . Öteki soylu uzunca bir beyinsel çalışmadan sonra ürününü ortaya koyar "üç !". Sıra birinci soyludadır.

Onbeş dakika kadar kendisinden ses çıkmaz. Ama yüz ifadesinden bütün benliği ile düşünmekte olduğu bellidir. Nihayet acı gerçeği teslim etmek zorunda kalır : "sen kazandın".

Şimdi çoğunuz bu yazıyı okuduktan sonra garip şeyler düşünebilirsiniz :). "Soylu moylu bir insan bu kadar da ebleh olamaz".Neden ? Çünkü aşağı yukarı 5000 yıldır insanoğlu(soylular dahil) üçten yukarı saymasını biliyor.

Bugün insanoğlu yalnızca sayı saymasını bilmiyor. Geometri, cebir biliyor. Sonsuz küçüklerle uğraşıyor ve türev alıyor, tümlev alıyor. Türevsel denklem çözüyor. Olasılık kuramıyla, çizge kuramıyla, topolojiyle uğraşıyor.

Matematik dediğimiz bu uçsuz bucaksız bilgi denizini nasıl yarattı insanoğlu ? Bir görüşe göre içinde bulunduğu toplumun "üstünde" yaşayan matematikçilerin eliyle. Buna göre matematikçiler etkinliklerini içinde yaşadıkları toplumdan bağımsız olarak sürdürürler. Ama doğal olarak ortaya konan ürün teknolojiyi etkilediği için matematik toplumsal değişmede etkidi olur. Matematikçiler bu etkinlikleri süresince kendilerine hoş gelen ya da uygun gördükleri kavramlar, soyut varlıkları - biraz da keyfi biçimde- yaratırlar ve bundan sonra herşey mekanik bir mantıksal kıyas yöntemiyle önermeler zinciri halinde büyür, gelişir. Matematikçinin bu somut gerçeklikten uzaklığı, doğal ki onun ortaya işe yarar bir ürün koymasına engel değildir. Hatta çoğu kez bu ürün çok çeşitli uygulama alanları bulur. Böylece matematikçi içinde bulunduğu toplumu etkiler, ama metametik salt matematikçinin ürünüdür. Böylece döner, dolaşır toplumun gelişmesindeki itici gücün toplumdaki deha sahibi bilge kişiler olduğu sonucuna varırız.

Bu görüş gerçekliğin üstünkörü bir biçimde yorumlanmasından kaynaklanır. Matematikçiyi toplumdan soyutlayıp fildişi kuleye hapseder ve matematiksel gelişmenin matematikçinin iradesiyle kendiliğinden olduğunu varsayar. Oysa matematikçi ile içinde yaşadığı toplum ayrılmaz bir bütün oluşturur. Bu bütünlüğü gördüğümüz zaman ancak, nasıl olupo da toplumun teknolojik gereksinimlerini karşılayabilmek için matematiğin yavaş yavaş ama emin adımlarla bugünkü durumuna geldiğini anlayabiliriz.

Matematik yaşamın nesnel koşulları, onun varlığını gerektirince dünyaya geldi. İlk matematikçi belkide sürüsündeki hayvanları saymaya çabalayan bir çobandı ?

Tarımla uğraşan toplumların en ilkeli bile mevsimlerle ilgili sayısal bilgiye gereksinim duyar. Bu ise takvim yapma ile ilgili sorunların çözümünü gerektirir. İlkel toplumların hemen hepsinin takvim tutma, dolayısıyla astronomiyle ilgilendiklerini biliyoruz.

Fenikeliler gibi tüccar gemici toplumların ekonomilerinin bir muhasebe sistemine, mirası bölüşme kurallarına, denizcilik sanatına, kısacası aritmetik,geometri, astronomiye olan gereksinimleri tartışma götürmez. Bu gelişme ticarete dayanan her uygarlıkta yer alır. Babil'de ve eski Mısır'da aritmetik ve gometrinin, Hindistan'da da cebirin başlaması işte bu gelişme sonucudur. Eski Mısır'da Nil taşkınlarından sonra toprak sınırlarının yeniden saptanması sorunu da geometrinin Mısır'a özgü itici öğelerinden biriydi.

Toplumsal yaşamın gerektirdiği matematiksel gelişme belli bir düzeye eriştikten sonra matematik artık yalnızca uzmanların anladıgığı bir meta haline geldi. Toplumun egemenlerinin bir araya getirdiği ve beslediği bu uzmanlar toplumda bir kast oluşturdular. "Gizli Şeyler"i elinde tutan bu insanlar tekellerindeki bu bilgi birikimi dolayısıyla toplumda büyük güç kazandılar.

Şimdi buraya "gizli şeyleri" ellerinde tutan bu insanları yazımın başında sözünü ettiğim "toplumun üstünde yaşayan matematikçi" kavramı ile karıştırmamak gerek. Tam tersine bu kişiler "gizli şeyleri" ile toplumun gereksinme duyduğu işlevleri yerine getirdikleri için güçlüydüler. Örneğin Mısır'da zamanı kahimler ölçerdi. Zaman gündüzleri güneşi, geceleri de yıldızları gözleyerek ölçülürdü. Nil taşkınlarının ne zaman olacağınıda belirlerdi kahinler. Gene "gizli şeyşerin" içinde dairenin, çokgenlerin alanlarının, basit bazı cisimlerin hacimlerinin nasıl bulunacağı da vardı.Örneğin üstü kesik bir pramitin hacmini bulabiliyordu kahinler.

4 Nisan 2012 Çarşamba

Eğitimde Yeni Yaklaşımlar...

Günümüz teknolojisinde, Eğitimin 4+4+4 = 12 yıl olarak zorunlu hale getirilmesi ile yapılan köklü değişikliklerin yanı sıra geçen yıllarda FATİH( “Fırsatları Araştırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi” ) projesi ile bu değişime zemin hazırlayan eğitim sistemimiz özel sektörün MEB'e katkılarının dışınca bence sanal ortamda bütün bunların dışında daha hızlı ilerlemektedir.
Gerek meslek hayatına yeni atanan eğitimci arkadaşların, gerek henüz mezun olmamış bir çok öğretmen adayının sanal ortamda kendilerine bir yer edinip, çeşitli konularda eğitim içerikli yayınlar hazırlamaları, slayt ve sunum paylaşmaları, ortak zümrelerin ders notlarını, yazılı sorularını ve hatta konu anlatımlarını içeren görüntülü ders paylaşımlarının gün geçtikçe arttığını görmekteyiz. Böyle bir sanal öğrenme ortamının içerisinde Özel Dershaneler ve Eğitim kurumlarının güncel ve teknolojik yenilikler sunmaları gerekliliği kaçınılamaz hale gelmektedir. Nitekim sınav sisteminin rahatlatılarak, Özel Eğitim kurumlarının kapatılmaları için bir öngörü sunulsa da bu aksi birduruma da neden olabilecektir zira teknolojinin evimize kadar eğitimi bizlere en sade hali ile getirdiği bu dönemde "Uzaktan eğitimin" kaçınılamaz olduğu öne çıkacaktır. Ben de teknoloji ve yenilikleri yakından ve merakla takip edip bunların sunduğu imkanları eğitim faaliyetlerimde yeterince kullanmaya özen gösteren bir Matematik öğretmeni olarak, Yeni ders sistemlerinin yaygınlaşacağı kanısındayım. Bu maksatla uzaktan eğitim yazılımları hakkında küçük bir araştırma yapıp ileride kullanabileceğim bir kaç yazılımı not etmek istiyorum;


Bunlardan en önde gelenleri bana göre açık kaynak olanları olacaktır. Bu konuda özgür yazılım bizlere destek veriyor. Bakın özgür yazılı, uzaktan eğitim için bize neler sunuyor?
Uzaktan eğitim, fiziksel olarak birbirinden uzak eğitmen ve katılımcıların, teknolojik araçlar kullanılarak, planlı ve resmi bir şekilde oluşturulmuş öğrenme-öğretme sürecidir. Günümüzde çok daha yeni teknolojilerle yaygınlaşmaya devam etmektedir.
Uzaktan eğitim sistemleri, yalnızca eğitim kurumlarında değil; şubeleri, bayileri ya da dağıtık personelleri olan kurumlarin içeğitimlerinde de yaygın olarak kullanılmaktadır.
Uzaktan eğitim sistemleri ciddi kaynak gerektirir. Özgür yazılımlarla bu sistemlerin maliyeti azaltılabilir; istenildiği gibi özelleştirme olanağı sunar.

BigBlueButton
Çevrimiçi öğrenme-öğretme sürecinde web konferanslar sıklıkla kullanılır. BigBlueButton Linux, Windows, MacOSX üzerinde çalışabilen açık kaynak kodlu bir web konferans sistemidir. Ücretsiz, sınırsız, özelleştirilebilir bir kullanım sağlar.
  • Ses ve görüntü paylaşımı
  • Masaüstü paylaşımı
  • Dokümanlar yükleme ve sunma
  • Beyaz tahta uygulaması
  • Anlık mesajlaşma gibi özellikleri barındırır.

Sakai
Eğitim Yönetim Sistemleri, bireylerin bilgiye erişimini kolaylaştırmak, işbirlikli çalışma ortamı yaratmak, bilgi paylaşımını artırmak, bireysel farklıların göz önüne alınacağı bir öğrenme ortamı yaratmak amaçlarına hizmet eder. Web tabanlı eğitim yönetim sistemleri, uzaktan eğitimin bir parçası olarak kullanıldığı gibi örgün eğitimde de kullanımı yaygınlaşmıştır. Sakai java tabanlı özgür bir öğrenme yönetim sistemidir.
  • Ödev takibi
  • Günlük tutma
  • Sohbet
  • Takvim oluşturma
  • Duyuru ekleme
  • Tartışma forumu
  • E-posta arşivi
  • Sözlük ekleme
  • Haber ekleme
  • Kaynak ekleme
  • Çevrimiçi sınav yapılabilir.
bir başka isim Moodle ve bunlara benzer bir çok yazılım bu alanda şimdilik sessizce gelişiyor. Yazımı tamamlamadan önce günümüzde artık ders anlatımının ve bilgi sunmanın artık kara tahtalarla devam ettirilemeyeceği gerçeğini bir kere daha vurgulamak istiyorum. Teknolojiye uyum sağlayamazsak, Gelecek bir gün bizi yenecektir!

2 Nisan 2012 Pazartesi

" Öngördüğünden Geri Kalmamalı İnsan..."

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen YGS (Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı)'nin ardından, Ülkemizdeki eğitim ve sınav sistemlerinin gençlerin emellerine ulaşmasında ne kadar zorlu yokuşların oluşturulduğuna bir kez daha kanaat getirdim. kendi mesleğini seçmesine bile izin vermeyen tamamen puana dayalı bir sistem ne kadar gönüllü meslektaşlar yetiştirebilir ki...

Okuduğu bölüme severek gitmeyen,gitse de Lisans öğreniminin sonunda boş bir levha gibi tekrar hayatta bir yer edinmeye çalışan milyonlarca genç nüfus harcanıp gidiyor. Bunların arasında gönlünce bir meslek edinip kazanım yapabilenlere ne mutlu ... Bir çok mühendis, veteriner, doktor vs. kendi işinin başına geçerken Kpss gibi seçme sınavlarına takılan mezunların sıkıntıları bir yana akademik bir başarı elde edebilmek için yıllarca yüksek öğrenim ders içerikleriyle uğraşmış insanların da bir yerlere gelebilmeleri için hala puan hesabı yapmaları ne kadar da üzücü! ve bütün bu şartları sağlasa da insanlar öyle nitelikli olmak zorundalar ki akıl almaz iş ilanları az da olsa bizlere fikir veriyor bir de şu üniversite öğretim elemanlarının ön koşulları yokmu? yıllarca başvurup sözlü ve yazılı bir çok elemede kaybettiğim ya da zaten alınacakların önceden belirlendiği bir sistemde sadece olasılığın bir parçası olabilmek için doldurduğum başvuru formlarından biri daha ama ne olursa olsun vazgeçmemeli insan eğer gelecek için öngörüyorsa, geride kalmamalı insan !

Tarih : 3 Nisan 2012 , Mustafa BARDAK

21 Mart 2012 Çarşamba

Yaklaşan YGS ve Sınav Kaygısı ...

Öğrencilerin okula ilk başladıkları günden itibaren sürekli bir hazırlık halinde olmaları ve sürekli sınavlara tabi tutulmaları sınav kaygısına neden oluyor. Öğrencilerin sınav öncesinde yaşadıkları stresin oluşturduğu karmaşık fizyolojik ve duygusal tepkilerin tümünü kapsayan sınav kaygısını atlatmaları için bazı özel methodlar bulunuyor.      
SBS, LGS, ÖSYS, ALES, YGS ve bunlar gibi daha birçok kısaltmanın öğrencilerin gündemini tamamen işgal ettiği günler artık kapıda. Bu üç dört harften oluşan sınav adı kısaltmaları, yüzlerce öğrencinin hayatındaki önemli mihenk taşlarını oluşturmak üzere. Uzun süredir bu sınavlara çalışmanın ve bu sınavların tarihlerinin yaklaşıyor olmasının sonucunda da bu öğrencilerin gözle görülür şekilde endişe hali yaşıyor olmaları olasıdır. Bu öğrencilerin girecekleri sınavların sonucunda elde edecekleri akademik başarı ya da başarısızlığın hayatlarına getiri/götürülerini yorumlamaları sonucunda sınav öncesinde yaşadıkları stresin oluşturduğu karmaşık fizyolojik ve duygusal tepkilerin tümüne “sınav kaygısı” denilir.

Öğrencilerin yaşadığı sınav kaygı belirtileri üç ana grupta toplanılabilir. Bunlar:
Duygusal Belirtiler: Sinirlilik, endişe/kaygı, panik, güvensizlik, çaresizlik, bunaltı/sıkıntı hissiyatı, karamsarlık, vb.
Zihinsel (Davranışsal Belirtiler): Unutkanlık, konsantrasyon/dikkat güçlüğü. Kaçınma davranışları (ders çalışmayı erteleme ve bahaneler uydurma gibi), kaçma davranışları (sınavı bitirmeme gibi), vb.
Fiziksel (Psiko-somatik Belirtiler): Çarpıntı, nefes darlığı, uyku düzensizliği, iştah artışı/azalması, titreme, baş dönmesi, ateş basması, bulantı, kusma, ishal, kan basıncının artış, vb.

Yukarıda anlatılan sınav kaygı belirtilerinin yaşanmasının öncelikli nedeni, sınavın kendisinden ziyade sınavla ilgili yapılan yorumlarının öğrencinin davranışlarını etkilemesidir. Bunu biraz açacak olursak, sınav kaygısı yaşayan öğrenci:

• Performansı ile ilgili olumsuz beklentilerde olabilir. (“Ben yeterince iyi değilim,” “Yeterince zeki olmadığımdan yapamayacağım.” vb.)
• Sınava yanlış/olumsuz anlam yükleyebilir ve/veya kendini alternatifsiz bırakabilir. (“Bu sınavı geçmezsem hayatım bitecek,” “Bu sınav benim ne kadar zeki ve başarılı bir öğrenci olduğumu gösterecek,” vb.)
• Önceki deneyimlerdeki fizyolojik tepkilerin tekrarlayacağı korkusu yaşayabilir. (“Daha öncekiler gibi ellerim titriyor, başım ağrıyor, midem bulanıyor. Yine başarısız olacağım,” vb.)
• Başkalarıyla kendini kıyaslama içine girebilir. (“Herkes benden daha iyi,” “Ayşe kesin yine benden daha iyi not alacak,” vb.)
• Çevrenin kendisini yargılama endişesi yaşayabilir. (“Bu sınavı geçemezsem aileme rezil olurum,” “Eğer başaramazsam, herkes ne düşünür,” vb.)

Sınav kaygısı yaşayan öğrenci olumsuz düşünce yapısı dışında da belli başlı bir kaç sebep dolayısıyla bu endişeyi deneyimliyor olabilir. Bunlar:
• Sınava gerçekten hazırlanmamış olmak
• Fizyolojik ihtiyaçların karşılanmamasına bağlı olarak düşük performansla sınava girecek olmak (Bir gece öncesinde alkol kullanmış olmak, uyumamış olmak vb.)
• Ailesinden/çevresinden başarılı olmasına dair baskı altında tutulmak olabilir.

Yaşanan bu kaygı ile başa çıkma methodlarını ise sınav öncesinde ve sırasında yapılabilecekler olarak ikiye ayırılabilir.

Sınav öncesinde kullanılabilecek methodlar:
Zihinsel Methodlar
• Öğrencinin kendini ve yeteneklerini tanıması ve olası beklentiler içine girmesi. (Bunun sağlıklı bir şekilde yapılması sınava mümkün olduğunca iyi hazırlanılmasına ve sınav konusuyla ilgili bilgiden emin olunması ön koşuluyla gerçekleşir.)
• Sınava yüklenen anlamın netleştirilmesi ve seçeneksizliğin önlenmesi (Bu sene sınavı kazanamazsam bir sonraki sene tekrar girebilirim veya diğer alternatiflerim şunlar şunlar olabilir gibi)
• Meli/ Malı düşünce kalıplarının farkına varılıp yeniden yapılandırılması (Sınavı kazanmalıyım yerine sınavı kazanmak istiyorum vb.)
Bedensel Methodlar
• Solunum Egzersizleri: Bir uzmandan öğrenilebilecek ve bedenin rahatlamasını sağlayacak methodlardır
• Gevşeme Egzersizleri: Yine bir uzmandan öğrenilebilecek ve bedenin rahatlamasını sağlayacak methodlardır
• Fizyolojik ihtiyaçların karşılanması: Düzenli uyku, beslenme, spor yapma vb

Sınav sırasında uygulanabilecek başaçıkma methodlarının başlıcaları ise:
• Konsantre olmak
• Süreyi iyi kullanmayı hedeflemek
• Heycanlandığı hissedildiğinde veya bir soru karşısında zorlanıldığında panik yapmak yerine başka bir soruya geçilmesi ve bu rahatsız edici duygunun kısa bir süre içinde geçeceğine inanılması
• Sınavda kolay gelen kısımların önce yapılması
• Fiziksel olarak rahat olmak (Kıyafetlerin ona göre ayarlanması, kaygı hissedildiği anda kısa bir nefes egzersiziyle kaygının azaltılması, vb.)olarak sıralanabilir.

Son olarak unutmamalıyız ki, sınav kaygısı öğrenilen bir davranış biçimidir. Kaygı ile ilgili öğrenilen bu bilgi yeniden yapılandırılarak kaygı ortadan kaldırılabilir. Yukardaki öneriler uygulandığı halde öğrenci hala sınav kaygısı ile ilgili bir sıkıntı yaşıyorsa bir uzmandan yardım alması yararlı olacaktır. Böyle durumlarda uzman, danışanının çarpıtılmış düşünce kalıplarıyla Bilişsel Davranışçı methodlarla ve travmatik anıları ile onları tekrar yapılandıran sistemlerle çalışılacaktır. Her ne kadar bu methodlar kısa sürede etkin sonuçlar veriyorsa da, uzmanlardan alınacak yardımın öğrencinin sınav tarihinin en az bir ay öncesinden başlamış olması tercih edilmelidir.

Amerikan Hastanesi
Psikoloji Bölümü
Uzman Psikolog Aslı Akkan

Amerikan Hastanesi Basın Bülteni

Video Haber