Asırlardır bilinen bir gerçek, insan
aklı yani üst beyin iki lobdan oluşmuştur.
sağ lobunun sanat, resim, müzik, görsellik üzerine düşünen ve sol
lobunun ise daha çok sayısal işlemler ve matematik becerilerine ilişkin kullanıldığıdır.
Yıllarca yetenekli diye dillendirdiğimiz insanların aslında tek yaptıkları şey bu
iki lobu aynı anda harekete geçirebilmektir. Newton’un yer çekimini bulduğunda,
başına düşen elmanın sadece bir ağırlık olmadığını hayal etmesi... ya da
Arşimet’in suda batırılan bir cismin battığı kısmın hacmi kadar suyu
taşırdığını, görsel olarak değil de arkasında yatan bir kuralı da yani sayısal
bir işlemi de barındırdığını düşünmesi hiç de tesadüf değildir. Bu dahi
dediğimiz insanların tek yaptığı doğada var olan görselliği beynin sağ lobuyla
birleştirip onun üzerinde çift yönlü analitik düşünmeyi sağlamaktır.
Günümüz matematik sorularının da, bu açıdan baktığımızda, bizlerden ve
yeni nesilden beklentisi akademik olarak tam da budur demek yanlış olmaz. Bir
trigonometrik formülün ya da kuralın beynimizin sadece sayısal kısmında var
olması onu sadece düşüncede var eder ve günlük ihtiyaç ve görsel düzeyde bu
kuralı hiç sorgulamamamız anlamına gelir. Oysa trigonometrik bir beceriyi
görsel ve sanatsal zeka ile buluşturan bir kimse, müzikte notalardan, bir
gemide yelkenin yön değiştirmesinden, bir tankın atış mesafesinden vb. bir çok
çıkarım yapma yeteneğini geliştirecektir. Bu yüzden, bu yenilenen ve gelişen
matematik müfredatında yapmamız gereken, zihnimizi çok yönlü düşünme
egzersizlerine maruz bırakmamızdır. O halde bırakın üst beyninizin her iki lobu
birleşsin. Sağ beyin resmederken sol beyin, işin formülünü kursun. Bir
matematik problemini daha kolay kavrayabilmek ve çözüm bulabilmek için, günlük
hayatta herkesin yaptığı çıkarımları yapmayın... Siz, olanı değil
olabilecekleri hayal edin ve analitik düşüncenizi sağ ve sol beyninizi
barıştırarak geliştirin...
Güncel
müfredat üzerine öğrencilere ve nesillere tavsiyeler.
24.12.2018
Uzm. Mustafa
BARDAK