Bilim adamları, 1955′te ölen Einstein’in cesedini yakmışlar, beynini
araştırmalar için almışlardı. Yapılan araştırmalarda Einstein’in
beyninin 3 önemli farkının olduğu ortaya çıktı.
Elbetteki sizinkinden daha büyük. Fakat farklı bir şekli olduğunu da söyleyebiliriz.
Şüphesiz Albert Einstein’in zekası bütün zamanların en iyilerinden
biridir. Bugünlerde bilim adamları, Einstein’in kavramları işlemede
sadece eşsiz bir beyin yeteneğine sahip olmadığını aynı zamanda beyninin
fiziksel olarak da farklı olduğunu söylüyorlar.
Einstien’in beyin özellikleriyle, benzer yaştaki dört insanın beyin
özelliklerini karşılaştıran yeni bir araştırmada yapısal farklılıklar
bulundu. Daha önce araştırma yapan bilim adamları, Einstein’in daha
fazla beyin hücrelerine sahip olduğunu belirtirken, bu araştırma
beyninin diğerlerinden daha büyük olduğunu ortaya çıkardı.
1955’de 76 yaşında ölen bu büyük matematikçi ve fizikçinin beyni,
uzun yıllar boyunca araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Einstein’in
cesedi yakıldı, sadece beyni bilimsel çalışmalar için korunmuştu.
Diğer araştırmacılar Einstien’in beyninin her bir nöronunda çok
sayıda glial ( sinir sistemi destek dokusu) hücrelerinin olduğunu ve bu
hücrelerin daha çok enerjiye ihtiyacı olduğunu ve enerji kullandığını
bulmuşlardı. Bunun sonucu olarak beyin daha geniş çalışma kapasitesine
ulaşır. Glial hücrelerinin vazifesi nöronlar için gerekli destek ve
korumayı sağlamaktır.
Önceki araştırma, Einstein’in beynindeki nöronların yoğunluğunun daha
büyük olduğu ve beyin zarının diğerlerinden daha ince olduğunu
göstermişti.
Aynı zamanda Einstein’in, beynin matematik becerisinin olduğu
varsayılan bölgede olağandışı bir tarzda oluklar olduğu ve diğer
beyinlerden yüzde 15 daha büyük olduğu bulunmuştu. Farklılıkların
kombine etkisi, matematiksel alana ait sinir hücreleri arasındaki
bağlantıların daha iyi olmasına yol açmış olabilirdi.
Bu hafta yayınlanan en son araştırmaya ABD ve Arjantin’den bilim adamları katıldılar.
Araştırmacılar,
“Einstein’in astrositik
(merkezi sinir sistemindeki yıldız şekilli glial hücre) çıkıntılarının
tabakalar arası terminal kitlelerinin boyutlarının daha büyük ve
sayısının daha çok olduğunu” belirtiyorlar. Bu farklılıkları tam
olarak neyin etkilediği tam olarak belli değil. Araştırmacılar,
bulduklarının basit bir yaşlanmanın işareti de olabileceğini
hatırlatıyorlar.
Bununla birlikte araştırmacılar, Einstien’in beyninin benzersiz
olamayabileceğini ve diğer insanlarında benzer beyne sahip
olabileceğini, ancak hiçbir zaman aynı derecede kullanamayacaklarını
belirtiyorlar:
“Belki de ‘özel’ beyin ve zekaya sahip
birey sayısı sanılandan da fazla. Bunlar; sosyo-kültürel şartlar,
hastalıklar sebebiyle beynin bu kapasitesinin pasifleşmesi, gebelik
döneminde bebeğin risk altında olması, veya çocuğun büyüdüğü ortamın
yetersiz olması sebebiyle görülemeyebilir.”
Araştırmacılar, beynin tek başına zeka derecesinin bir göstergesi
olarak görülmemesi gerektiğini söylüyorlar. “Yoğun sosyal içerikli beyin
ve zekaya sahip türler, örneğin insanlar, çoklu genetik ve çevresel
faktörlere bağlı olarak bireyin özel yeteneğinin gelişebileceğini”
belirtiyorlar.
Farklılıklar
1 – Önceki araştırmacılara göre, Einstein’in beyin zarı daha ince ve
aynı yaştaki birisine kıyasla yüzde 15 daha büyüktü. Aynı zamanda glial
olarak adlandırılan sinir doku hücre sayısı, ortalamadan daha fazla
bulunmaktaydı.
2 – Einstein’in beyin dokusu daha büyük boyutta ve nodüller (
terminal kitleler) daha fazla sayıdadır. Böyle olması, onun beynini tam
olarak nasıl etkilediği tam olarak bilinmiyor. Belki de bu, yaşlanmanın
bir belirtisi de olabilir.
3 – Einstein’deki nodül miktarı başka insanlarda da bulunabilir.
Hatta, benzer beyne de sahip olabilirler. Ancak, potansiyelleri ortaya
çıkarma şansına sahip olamayabilirler.